Skip to main content

Bir Mezun, Bir Hikaye | Psikoloji

Ayça Gülfem Çiftçi – Klinik Psikolog, Rena Psikoloji & Eczacıbaşı Evital

“Psikolojiyi çok severek okudum ve klinik psikolog olarak çalışmaktan da çok keyif alıyorum. İnsanı anlamaya yönelik bir meslekte olmak benim için güçlü bir motivasyon kaynağı. Her danışanla birlikte ben de gelişiyor ve dönüşüyorum.”

Kısa Biyografi

  • Lisans: Psikoloji2023
  • Yüksek Lisans: Klinik Psikoloji, 2024, University of Sussex, İngiltere
  • Lisans Döneminde: Gül Günaydın & Emre Selçuk, Sosyal Etkileşimler Araştırma Grubu Araştırma Asistanlığı
  • Pozisyon: Klinik Psikolog, Rena Psikoloji & Eczacıbaşı Evital
  • Lokasyon: İstanbul

Kısa Söyleşi

Şu anki işin tam olarak neyi kapsıyor, bir günün nasıl geçiyor? 

Şu anki işimin büyük bir kısmını danışanlarımla yürüttüğüm seanslar oluşturuyor. Bunun yanı sıra, psikoloji öğrenmenin ve gelişmenin hiç bitmediği bir alan olduğu için süpervizyonlar, çeşitli eğitimler ve alana dair okumalar da işimin önemli bir kısmı diyebilirim. 

SU'daki psikoloji eğitimin iş hayatına geçişinde sana en çok ne katkı sağladı?

Lisans yıllarımda psikolojinin birçok alt alanından ve farklı bölümlerden ders alma imkanım oldu. Aslında lisans yıllarında bu kadar farklı alandan ders almanın bana nasıl bir katkı sağlayacağından emin değildim ve ister istemez daha çok klinik derslerine odaklanıyordum. Ama zamanla, psikolojinin alt alanlarının ve farklı disiplinlerin birbirini nasıl beslediğini fark ettim. Sabancı’daki çok yönlü eğitim sayesinde daha bütüncül bir bakış açısı geliştirdim ve bu da danışanlarla etkileşime girerken çok faydalı oldu.

Mezun olduktan sonra doğrudan bu alana mı girdin, yolculuğun nasıl şekillendi?

Mezun olduğum yıl, İngiltere’deki yüksek lisans programlarına başvurdum ve ara vermeden Sussex Üniversitesindeki Klinik Psikoloji programına başladım. Alan olarak klinik psikolojiye ilgim net olduğu için yolum büyük ölçüde belliydi. Bu süreçte yalnızca Sabancı’daki hocalarımla değil, birçok mezunla da iletişime geçip fikir alışverişinde bulundum; onların deneyimlerini dinlemek, benim için oldukça yol gösterici oldu. Sonuç olarak, İngiltere’nin benim için doğru tercih olduğuna karar verdim. Yüksek lisansımı tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönerek hem özel bir ofiste hem de online bir platformda klinik psikolog olarak çalışmaya başladım.

SU'da aldığın araştırma deneyimi, şu anki pozisyonuna nasıl yansıdı? 

Sabancı Psikoloji Programındaki araştırma deneyimim benim için hem çok keyifli hem de çok öğreticiydi. Bir araştırmanın tüm basamaklarını lisans düzeyinde deneyimlemiş olmak yüksek lisansta kendi araştırmamı yürütürken ve tezimi yazarken süreci çok daha yönetilebilir hale getirdi. Araştırma planlama, veri toplama gibi süreçlere dair önceden bilgi sahibi olmak hem bana büyük kolaylık sağladı hem de analitik düşünme becerime katkıda bulundu. Buna ek olarak, lisans döneminde yer aldığım sosyal psikoloji alanındaki bir araştırmada birçok evli çiftle görüşmeler gerçekleştirmiştim. Bu ve benzeri deneyimler, özellikle kişiler arası iletişim, yapılandırılmış görüşme yürütme gibi konularda becerilerimi geliştirdi ve özgüvenimi önemli ölçüde artırdı.

SU Psikoloji'de favori dersin neydi ve neden?

Favori derslerim hep klinik psikoloji ve sosyal psikoloji alanındaki derslerdi. Klinik derslerinden Feyza Hoca’dan aldığım “Çocuk ve Ergen Psikopatolojisi” en keyif aldığım derslerden biriydi, Feyza Hoca derste bol bol vaka örneği verip bunlar üzerinden tartışmalar yürütmemizi istiyordu, çok da keyifli ve öğretici geçiyordu. Bunun dışında Emre Hoca’dan aldığım “Stres and Esenlik” dersini de çok sevmiştim. Bu dersi alanlar arasında psikoloji bölümü dışından da çok kişi vardı; dersi stres alanındaki araştırmalar üzerinden işliyorduk. Bu dersin okumalarını yaparken çok keyif alıyordum.

Şu an lisans eğitiminde olan öğrencilere ne tavsiye edersin?

Lisans hayatımda bana en çok katkı sağlayan şeyler araştırma deneyimim ve SU’da (CIP; Toplumsal Duyarlılık Projeleri) kapsamında yaptığım gönüllü çalışmalardı. Bu nedenle lisans öğrencilerine bir laboratuvarda araştırma deneyimi kazanmalarını, gönüllü faaliyetlere katılmalarını ve psikolojinin farklı alt alanlarında stajlar yapmalarını mutlaka öneririm. Ayrıca hocalarla iletişimde olmak, onlarla fikir alışverişi yapmak da mezuniyet sonrası yolumuzu çizmekte gerçekten çok değerli. Mezuniyet sonrası bazen göz korkutucu görünebiliyor ama zamanla hepimiz kendi yolumuzu çiziyoruz. Bu süreçte kendimize çok yüklenmemek, kendimizi tüketmemeye dikkat etmek ve bu yoldan keyif almaya çalışmak da en az diğerleri kadar önemli.

 

Psikoloji okumayı düşünen ama kararsız olan bir öğrenciye ne söylemek isterdin?

Psikoloji her ne kadar daha çok klinik alt alanıyla öne çıkıyor gibi görünse de aslında çok yönlü ve farklı alt alanlara sahip bir bölüm. Tüm bu alt alanlar birbiriyle alakalı ve birbirini besliyor. Bu yüzden, psikoloji mezuniyet sonrası pek çok farklı kariyer seçeneği sunuyor. Karar verme sürecinde bence en iyi yol, farklı alanlara yönelmiş mezunlarla konuşmak, bölüm hocalarıyla görüşmek ve tüm bu kariyer seçeneklerini keşfetmek.

SU’daki hocalarla ilişkin mezuniyet sonrası devam etti mi?

Evet, iletişimim mezuniyet sonrasında da devam etti. Özellikle araştırma asistanı olarak birlikte çalıştığım ve birçok konuda bana mentorluk eden hocalarım Emre Selçuk ve Gül Günaydın ile bağımı korudum. Sabancı’nın en sevdiğim yönlerinden biri de hocalarımızın kapılarının her zaman bize açık olması ve mezun olduktan sonra bile bir e-posta kadar yakın olduklarını bize hissettirmeleriydi.

Orta Mahalle, 34956 Tuzla, İstanbul, Türkiye

Telefon: +90 216 483 92 31

Fax: +90 216 483 99 81

Sabancı Üniversitesi 2025